Ülkede seferberlik ilan edilir. Yozgatın şirin bir köyünde savaş insanların soluklarını kesmeye yetmiştir. O büyük kanlı gazanın nefesi Anadolu halkının ensesindedir.İmamın çağrısı bu defa namaza değil de gazayadır köyün gençleri için
Evlatlarını savaşa gönderen aileler köy meydanında toplanmış ağıtlar yakarlar.
Gidenlerin akıbetini ilk günden düşünür analar, babalar
Bir de Leylası vardır köyün ki çıkmaz düşünceler sarmalında
Recep ile Leyla büyük bir aşkın ortasında yakalanmıştır savaşa. Recep Leyladan bir mektup alır cepheye gider iken dönüşte de savaşın imzasıyla bir gazi olarak çıkar köylünün karşısına ve gözleri bir güzeli arar. Lakin o güzel çoktan uçmağa varmıştır.
Bir Orhanı vardır bu şirin Anadolu köyünün
Ki adına layık bir Türk genci gider de gelmez köye; Orhan sonsuz olur, nice kahraman Türk eri gibi. Aradan yıllar geçer.
Bir Albayrak dalgalanır semalarında Anadolunun. Korkmadan dalgalanır bir şanlı hilal ki bağrında Orhanların, Mehmetlerin, Hüseyinlerin, Alilerin kanlarıyla. Parlarda parlar, ortada bir yıldız.
Hürriyetin sefasını sürer birileri de hiç geçmişi düşünmeden hiç hakkını vermeden mazinin işte o zaman geri döner Yozgatlı Şehit Orhan;
"Ben Yozgatlı şehit Orhan, Babamın öğretlediği gibi adıma uygun bir şekilde canımı Mevlaya teslim eyledim. Ve biliyorum orada birileri var; Vatan için, millet için, namus için, şu dalgalanan Ay-yıldızlı bayrak için kanlarını oluk gibi akıtacak, bir ölüp bin dirilecek birileri var; Türk gençleri var!
|