Ses Bilgisi
ÜNLÜ DARALMASI
Sözcüklerin sonlarında bulunan geniş ünlüler (a, e) özellikle -yor ekinin darlaştırıcı özelliğinden dolayı daralarak, ı, i, u, ü dar ünlülerine dönüşür. Buna ünlü daralması denir.
bekl-e-yor > bekl-i-yor
kalm-a-yor > kalm-ı-yor
özl-e-yor > özl-ü-yor
soll-a-yor > soll-u-yor
örneklerinde bu daralma görülmektedir. -yor ekin den başka bir ekin ya da sesin darlaştırma özelliği yoktur. Ancak tek heceli olan de- , ye- fiilleri, kendinden sonra gelen y sesinden dolayı darlaşabilir.
de yor > di yor
de yerek > di yerek
de yen > di yen
Ancak bazen darlaşma olmayabilir.
de y ince > de y ince
KAYNAŞTIRMA HARFLERİ (KORUYUCU ÜNSÜZLER)
Türkçe kurallara göre bir sözcükte iki ünlü yan yana gelmez. Araya kaynaştırma harfi girer. Türkçede dört tane kaynaştırma harfi vardır: ş, s, n, y. Bunların her birinin özel kullanım yerleri vardır.
ş kaynaştırma harfi:
* Üleştirme sayı sıfatlarında kullanılır.
Örnek: İki-ş-er, altı-ş-ar, yedi-ş-er
s kaynaştırma harfi:
* Üçüncü tekil şahıs iyelik ekinden önce kullanılır. Daha çok isim tamlamalarında tamlanan görevindeki sözcükte görülür.
Örnek: Çocuğun oda-s-ı, Balığın koku-s-u
Not: Ancak su ve ne kelimeleri bu kurala uymaz.
Örnek: Yemeğin su-y-u yok. , Çocuğun ne-y-i kaybolmuş. örneklerinde olduğu gibi
n kaynaştırma harfi:
* Zamirlerden sonra ek geldiğinde kullanılır.
Örnek: O-n-a haber verin. , Bu-n-u biliyoruz.
* İyelik eklerinden sonra hal eki gelirse kullanılır.
Örnek: Çocuğun kitabı-n-ı almışlar. , Fakirin evi-n-i yıkmışlar.
* İlgi eklerinden önce kullanılır.
Örnek: Soba-n-ın kapağı düşmüş. , Sene-n-in sonu geldi. , Kasaba-n-ın sıcağı çok bunaltıcı.
y kaynaştırma harfi: Yukarıdaki kuralların dışında olan her yerde y kaynaştırma harfi kullanılır.
Örnek: Oda-y-a girdim. , Üşü-y-erek uyandım. , Ağla-y-anı tanıyorum.
Not: Kaynaştırma harfleri aslında iki ünlü arasında kullanılır. Ancak bazen iki ünlü arasına gelmediği halde de kullanıldığı olur. Özellikle ile, idi, imiş, ise gibi sözcükler ünlüyle biten bir sözcüğe eklendiğinde baştaki i ünlüsü düşer ve yerine y kaynaştırma harfi gelir.
Örnek: silgi > silgiyle, soba > sobayla, hasta > hastaydı, kısa > kısaymış, bitti > bittiyse
Örneklerinde görüldüğü gibi y kaynaştırma harfi iki ünlü arasında değildir. Bu durum n kaynaştırma harfinde de görülebilir. Zamirlerden sonra hal eki geldiğinde gerekmese de bu harf bulunur.
Örneğin; Ondan bunu hiç beklemezdim. cümlesinde altı çizili sözcükte n kaynaştırma harfi iki ünlü arasında değildir.
ULAMA
Sessizle biten sözcükten sonra sesliyle başlayan bir sözcük gelirse, iki sözcük birbirine bağlanarak okunur. Buna ulama denir.
Örnek: Bakkaldan ekmek aldım. cümlesinde iki yerde ulama yapılmıştır. Sözcükler arasında herhangi bir noktalama işareti varsa ulama yapılmaz.
SES DÜŞMESİ
Sözcüğün aslında bulunduğu halde, ek geldiğinde bazı sesler düşebilir. Bu düşme hem ünlülerde hem ünsüzlerde görülür.
Ünlü Düşmesi
Sözcüğün aslında bulunan bir ünlünün düşmesidir.
Örnek: Yapraklar daha şimdiden sarardı. cümlesinde sözcüğün aslı sarıdır; -ar- eki geldiğinde sözcüğün sonundaki ı düşmüştür.
Ünlü düşmesinin en yaygın kullanımı ise Hece düşmesi adıyla anılan kuraldır. Buna göre, sözcüğün son hecesinde bulunan dar ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek sözcüğe eklendiğinde düşer. Bu özellik bazı organ isimlerinde, Arapçadan dilimize geçen bazı sözcüklerde, bazı Türkçe fiillerde görülür.
sabır ı > sabrı
akıl ı > aklı
burun u > burnu
gönül üm > gönlüm
Örneğin; Kahvaltıya hazırlanın. cümlesinde altı çizili söz kahve altı sözlerinin birleşmesinden oluşmuş, bu sırada kahve sözündeki e düşmüştür.
Ünsüz Düşmesi
Sözcüğün aslında bulunan ünsüzün, ek geldiğinde düşmesidir.
küçük cük > küçücük
büyük cek > büyücek örneklerinde sözcüklerin sonlarında bulunan k ünsüzlerinin düştüğü görülüyor.
SES TÜREMESİ
Sözcüğün aslında olmadığı halde, ek geldiğinde ortaya çıkan seslerdir.
genç cik > gencecik
bir cik > biricik
az cık > azıcık
örneklerinde ünlü türemesi görülmektedir. Buna benzer bazı sözcükler de vardır. Bunlar öpücük, gülücük gibi fiilden türeyen sözcüklerdir. Ancak -cik eki isim soylu sözcüklerden yeni sözcükler türetebilir. Fiilden türeyen bu sözcüklerin öpüşcük, gülüş cük gibi sözcüklerden ş sesinin düşmesiyle oluştuğunu söylemek daha mantıklı olacaktır. Dolayısıyla bir ünlü türemesinin olduğunu söylemek bu sözcükler için pek doğru olmaz.
Not: Bazen sözcüklerde ünsüz de türeyebilir. Arapçadan dilimize geçen his, af, zan gibi sözcükler ek ya da yardımcı fiil aldıklarında, sonlarındaki sessizler çiftleşir.
his etmek > hissetmek
af etmek > affetmek
zan etmek > zannetmek
örneklerinde bu görülüyor. Burada aslında bir ses türemesinden çok sözcüğün Arapçadaki aslında bulunan şeklinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Ancak sözcükler Türkçe kurallara göre incelendiğinden, bu, türeme olarak alınagelmiştir.
Büyük ve Küçük Ünlü Uyumları
Her dilde olduğu gibi, dilimizde de sesler ünlü ve ünsüz olmak üzere iki grupta incelenir. Bir sözcükte ünlüler arasında olduğu gibi ünsüzler arasında da bazı özellikler, hatta ünlülerle ünsüzler arasında bazı özellikler vardır. Bunları belli başlıklar altında inceleyelim.
BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU
Türkçede sekiz ünlü vardır. Bunlardan a, ı, o, u kalın, e, i, ö, ü incedir. Bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesi kuralına büyük ünlü uyumu denir.
Örneğin; öğretmen sözcüğü, bütün ünlüleri ince olduğu için kurala uyar, asker sözcüğü a kalın e ince ünlü olduğundan kurala uymaz. Üniversite sınavlarında bununla ilgili bir soru bugüne dek sorulmamıştır.
KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU
Bir sözcükte düz ünlüden sonra düz, yuvarlak ünlüden sonra düz geniş veya dar yuvarlak ünlülerin gelmesi kuralıdır. Özetle bu kurala göre;
a, ı, e, i ünlüleri birbirinden sonra gelebilir.
o, ö, u, ü ünlülerinden sonra ise u, ü, a, e gelebilir.
Bundan da soru çıkmadığından üzerinde fazla durmuyoruz.
ÜNSÜZ BENZEŞMESİ
Dilimizde ünsüzler sert ve yumuşak olmak üzere iki gruba ayrılır. Sert ünlüler ç, f, t, h, s, k, p, ş ünsüzleridir. Bunun dışında kalanlar ise yumuşak ünsüzlerdir.
Bir sözcük sert bir ünsüzle bitiyor ve o sözcüğe ünsüzle başlayan bir ek geliyorsa, ekin başındaki ünsüz sertleşir. Buna ünsüz benzeşmesi denir. Elbette bu benzeşme sert ve yumuşak şekli olan seslerde söz konusudur. Bu özelliği dört seste görüyoruz;
p b, ç c , t d, ğ g
Şimdi bu kuralı örneklendirelim:
Kitap sözcüğünün sonundaki p sesi serttir. Bu sözcüğe biz -de hal ekini getirirsek kitapda sözü oluşur. Bu durumda ekin başındaki d sesi yumuşak olduğundan sözcükte ünsüz benzeşmesine aykırı bir durum görülür. Kurala uyulması için, d sesi sertleşmelidir. Bunun serti ise, yukarıda göstermiştik, t dir. Dolayısıyla sözcük, kitapta olacaktır.
okul-dan > okuldan
av-cı > avcı
ağaç-dan > ağaçtan
ocak-cı > ocakçı
Yukarıdaki sözcüklerde eklerin sözcüğe nasıl uyduğu görülüyor. Birinci gruptaki sözcüklerde ek, yumuşak ünsüzle biten sözcüklere geldiğinde değişmemiş, ancak ikinci gruptaki sert ünsüzlere geldiği zaman sertleşmiştir. Bu durum sadece çekim eklerinde değil yapım eklerinde de geçerlidir. Ekler sayılara geldiğinde de aynı durum geçerlidir. Sayının sesleri nasılsa ek de öyle olmalıdır.
Örnek: 11′de, 8′den, 5′te, 3′ten
Özel isimlerde de aynı kural geçerlidir.
Örnek: Samsundan, Eminde, Sinoptan, Yunusta
ÜNSÜZ YUMUŞAMASI
İki ünlü arasında kalan sert ünsüzler yumuşar. Buna ünsüz değişimi denir. Elbette bu özellik, ancak yukarıda da söylediğimiz sert ve yumuşak şekli bulunan seslerde geçerlidir. Bunlar p, ç, t, k sert sessizleridir. Örneğin; ağaç sözcüğüne -i hal ekini getirsek, sözcüğün sonundaki ç sert sessizi yumuşayarak c olur; yani ağacı şeklinde yazılır.
Örnek: dolap a > dolaba, çekiç e > çekice, kanat ı > kanadı, yemek e > yemeğe
Yukarıdaki örneklerde sert sessizlerin yumuşadığı görülüyor. Ancak bu kural her sözcükte geçerli değil.
Örneğin; Davranışları, doğruluğunun kanıtıdır. cümlesinde altı çizili sözdeki t sert ünsüzü iki ünlü arasında kaldığı halde yumuşamamıştır.
Hangi sözcükte bu yumuşamanın olacağı hangisinde olmayacağı, belli bir kurala bağlanamaz. Hatta tek heceli sözcüklerin çoğunda olmazken, bazılarında olabilir. Bunu sözcüğün günlük kullanımlarını dikkate alarak anlayabilirsiniz.
Örnek: tek i > teki, çok u > çoğu görüldüğü gibi birincide değişim olmadığı halde ikincide olmuştur.
Dilimize Arapçadan geçen ve son hecesindeki ünlünün uzun okunduğu kelimelerde ünsüz değişimi yapılmaz.
Örnek: Sınavda hukuku seçecekmiş. cümlesindeki altı çizili söz buna örnektir.
Bazı sözcüklerde ise ses iki ünlü arasında kalmamasına rağmen yumuşar.
Örnek: kalp i > kalbi, art ı > ardı, renk i > rengi, harç ı > harcı
Görüldüğü gibi iki ünlü arasında kalmadığı halde p, ç, t, k sert ünsüzleri yumuşamıştır. Bazı sözcüklerde ise bu seslerin yumuşamadığı görülür.
Örneğin; Sonunda işler sarpa sardı. cümlesinde altı çizili sözcükte yumuşama olmamıştır.
Örneğin; Zonguldaka yerleştiklerini duydum. cümlesinde altı çizili sözdeki k sert sessizi yumuşamamış ancak biz onu okurken Zonguldağa diye okumalıyız.
bilgi@hatayarge.com