Değerler Eğitimi

Değer nedir?
Sözlük anlamı
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet; üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.
Bir şeyin parayla ölçülebilen karşılığı, eder, paha; yaşama yön veren düzenleyiciler.
Yüksek ve yararlı nitelik; kişinin isteyen, gereksinme duyan bir varlık olarak nesneyle bağlantısında beliren şey

Toplusal anlam
Toplumsal değerler, belli bir toplumda oluşan, ortaklaşa kabul gören, düşünce ve kuralların uygulama biçimlerini yansıtan ölçütlerdir. Genellikle beğeniye, ahlak ve inançlara dayanır. İnsan davranışlarının hangilerinin iyi, hangilerinin doğru ve yararlı olduğunu belirtir.

Ahlaki anlam
Toplumlara ve kültürlere göre değişkenlik gösteren değerlerdir.
jacque fresco isimli endüstriyel tasarımcı, sosyal mühendis, mucit, yazar, konferansçı ünvanlarını taşıyan bir kişiliğin ahlaki değerler konusunda aktardıklarıyla örnekleyelim.
--spoiler--
50 li yıllarda çok fazla bilinmeyen toprakları gözlem yapmak amacıyla ziyaret ettim. Sahilde tanıştığım bir balıkçıyla samimi oldum. Saatlerce beraber sohbet ettik. Ben gezintime devam etmeye yeltendiğimde tekrar görüşmek istediğini söyledi ve misafirperver bir şekilde beni akşam yemeğine eve davet etti. Bende teklifini kabul ettim. Evini tarif etti ve ben akşama kadar gezintime devam ettim. Akşam balıkçının evine gittim. Çok güzel bir şekilde karşılandım. Beni kendisi eşi ve çocukları karşıladı. Daha sonrasında yemekler yendi içkiler içildi ama kimse sarhoş değildi. Sonrasında evde beni bir gece misafir etmek istediklerini söylediler. Bende yabancı bir yerdeydim ve sohbet etmek, gözlem yapabilmek için insanlarla iletişim kurmaya çalıyodum. Tekliflerini kabul ettim. Yemekten sonra bir süre sohbet ettik. gece saatler ilerlediğinde bana yatacağım yeri gösterdiler. Yatağa uzandım ve bir süre sonra balıkçı yanıma geldi ve bana arzu ettiğim takdirde daha rahat hareket edebileceğimi söyledi. Bunu tamamiyle kültürlerine aykırı bir durum olmadığı için söylediğine emindim ama kendi geldiğim yerdeki hayata baktığım da biri böyle bir şeyi benim için bana sorsaydı onu öldürebilirdim. Bu noktada ahlaki değer diye bir tabu olmadığını farkettim. Bu değerler kesinlikle içinde bulunulan topluma göre şekillenmektedir. O YÜZDEN BENDE TOPLUMU YENiDEN ŞEKiLLENDiRMEYE KARAR VERDiM. (bkz: the venus project)
--spoiler--

Hukuki anlam
Hukuk, her şeyden önce bir düzen demektir. Fakat hukukun öngördüğü düzen, fiilen gerçekleşen bir düzen değildir. Hukuk, toplum içinde insanların gerçekten nasıl davrandıklarını değil, nasıl davranmaları gerektiğini gösterir. Hukuk, kendisine uyulmak ve uygulanmak için vardır. Adalet değeri dolayısıyla, insanlar arası ilişkileri bir düzene koymak, toplumsal yaşamın gerçekleşmesini sağlamak ister. İnsanlara, “Bana uy; Beni gerçekleştir” buyruğu ile seslenir.

Değerler eğitiminin önemi ve gereği
Eğitimin nihai hedefi değer yaratmak, değerleri tutarlı bir kişilik ekseninde toplumsal ortamda yapılandırmak bireyin ihtiyaç ve beklenti, koşul ve özelliklerine göre yorumlayarak düşünce, duygu, beceriler olarak eylem haline getirmiş bireyler yetiştirmektir...
İSTANBUL -
“Kendi içine kapanmış her insan, bütün öteki insanların kaderlerine ilgisiz bir yabancı gibi davranır. O insan için tüm insan türü, çocukları ve yakın arkadaşlarından oluşur. Hemşerileriyle ilişkilerine gelince, aralarına katılır ama onları görmez; dokunur ama onları hissetmez; yalnız kendi başına ve kendisi için vardır. Ve bu şartlarda kafasında bir aile mefhumu kalmışsa bile artık bir toplum mefhumu yoktur” (Tocgueville)
Eğitimin nihai hedefi değer yaratmak, değerleri tutarlı bir kişilik ekseninde toplumsal ortamda yapılandırmak bireyin ihtiyaç ve beklenti, koşul ve özelliklerine göre yorumlayarak düşünce, duygu, beceriler olarak eylem haline getirmiş bireyler yetiştirmektir.
2000’li yıllarda eğitim kurumları bu misyonu yerine getirmekten uzak bir profil çizmektedirler. Gelişen teknoloji bilgi edinime yöntem ve araçları, eğitim bilime ve eğitim uygulamalarına büyük ivmeler kazandırmıştır. İnsanlar arasında bilgi ışık hızıyla akarken, insanlar arasındaki iletişim örgüsü bu hıza ve dinamizme uygun insani değerlerle donatılamamıştır. İnsan – insan, insan – toplum ilişkileri paradoksal olarak, ahlaki ve insani niteliğini önemli ölçüde yitirmiştir. İletişim araçlarıyla, ne yazık ki, bilgi oluştururken ve aktarılırken değer oluşturulmamış ve aktarılamamıştır. Dünya doğal ve beşeri boyutlarıyla mutlulukla yaşanabilir olmaktan çıkmıştır. Eğitim bilimleri açısından günümüzde çözümlenmesi gereken en temel sorunlardan birisi budur.
Bu konuyu düşünürken şu gerçeklerin altını çizmek gerekir:
1 – Bilgi çağı, teknolojisini yarattı ama değerlerini yaratamadı.
2 – Sanayi devriminin koşullarına göre oluşturulan bilgi, aktarıcı okullar bilgi çağının değer yaratıcısı okullarına dönüştürülemedi.

3 – Bireyci ve rekabetçi toplumsal düzende doğal ve kamusal alan bir çıkış noktası olarak algılandı. Oysa toplum ve doğa girdi-işlem-çıktı üreten bir sistemden çok insanı var eden bütünlüklü bir alandır.
İnsan kavramının kapsamı biyolojik olmaktan çok toplumsaldır. Biyolojik bir varlık olarak doğan insan yavrusunu sosyal bir varlık haline getiren toplumdur. Bu süreçte belirleyici olan en önemli etken ise kuşkusuz eğitimdir. Değerler bu süreçte insan kişiliğinin ve onun toplumsal ilişkilerinin anlamlandırıcı ve kurucu öğesidir.
Kişilik ve karakter kazanma sürecinde insanın kişilik ve karakter yapısını farklı ve benzer kılan olgular tek başına var olamazlar. Var olabilmeleri için toplumsal bir ortamın katalizörlük görevi yapması gerekir. Değerleri hayata geçirme sürecinde eylemin ne anlama geldiğini meşru, doğru, iyi, kötü gibi toplumsal normlar belirler. Normların terazisi ile tartılan eylemlerin değerlendirme sonuçları yaptırımlarla (ödül, ceza ve nötr kalma) ifade edilerek insanlar arası ilişkileri anlamlandırır ve yorumu mümkün hale getirir.
Çağımızla önem kazanan bazı değerler şu şekilde sıralanabilir:

Eko Duyarlılık:
21. yüzyılda gelişen teknoloji ve artan nüfus dünyanın kendi kendine yenileme yeteneğini zaafa uğratmıştır. Eğitimin en önemli değerlerinden biri hiç kuşkusuz ekolojik duyarlılık ve ekolojik dengeleri onarak, geliştirecek ekolojik bilgi, becerileri ve değerleri olacaktır.

Paylaşma, Hoşgörü ve Çok Kültürlülük:
Küreselleşme her insani farklılığın, bütün insanların ortak kültürlerinde, ortak bir zeminde, eş zamanlılık bağlamında yaşadığı bir yüzyıl olacaktır.

Görgü Kuralları:
Görgülü insan yaşadığı sosyal çevreyle uyumlu bir yaşam için gerekli olan kuralları hayata geçiren insandır. Bu alandaki eğitim bir şartlandırma, sınıflandırma eğitimi değil, duyarlılık, yaratıcılık, transfer, beceri ve empati eğitimi olmalıdır. Görgü kuralları sadece yüz yüze ilişkilerde değil telefon, internet, televizyon, radyo gibi kitle iletişim araçları içinde geçerlidir.

Ahlak Kuralları:
Toplum içinde insanların iyi ve doğruluk ölçeğinde birbirine, diğer canlılara davranış biçimlerini belirleyen ve bu davranışları değerlendiren kurallardır.

Meslek Ahlakı:
İnsanın mesleki bakımdan davranışlarını ahlaki ölçütlere göre belirleyen kurallar sistemidir.

Hukuk Kuralları:
Toplumsal işleyişi hukuksal bazda düzenleyen ve yaptırımı yazılı hale getirilmiş devlet tarafından oluşturulmuş kurallar bütünüdür. Hukuk yasaları ahlak geleneklerine ve göreneklerine dayanır. Ahlakin yaptırım gücü manevi, hukukun maddidir.

İnsan Hakları:
İnsanı insan yapan insan olarak doğmasının yanında hepsi özgür seçeneklere dayalı haklardır. Bu haklar insanın mutlu, başarılı, onurlu olmasının maddi ve manevi temellerini oluşturur.

Vatandaşlık Hakları:
Bir ulusun hukuksal temele dayalı üyesi olması durumu vatandaşlık kavramı ile karşılanır. Vatandaşlık hukuk kurallarına göre tanımlanmış bir kavramdır. Bu alandaki kuralları işletmek devletin görevidir. Vatandaş anayasal koruma ve güvence altındadır.
Dijital mucizelerin yaşandığı günümüzde, okullarda bu mucizelere uyumlu yeni bir paradigmaya göre işlenmek zorundadır. Oysa günümüzde okullar bir paradigma felci yaşamaktadırlar. Bu kırılmayı ve kopuşu çözecek yeni bir eğitim anlayışı ve modeli oluşturmak zorundayız. Kültürel çoğulculuk hoşgörüyü, çok yönlü kültürel iletişim ve etkileşimi zorunlu ve gerekli kılar. Başkalarından yola çıkılarak kendimizi tanımlamak bizi “bize” ve “başkası”na götürür. Biz ve başkası farklılığın değerliliği bağlamında kavranırsa, kültürel çoğunluluğun gücü haline gelir. “Biz bireylerin”, “biz ulusların” gücü haline gelir. Biz ve başkası bir paydaş değil, rakip olarak değerlendirilirse bu anlayış ulusal değerleri olduğu kadar, insanlık değerlerini de erozyona uğratan, yoksullaştıran bir güç haline gelir.
Bu çerçeveden bakıldığında 2000’li yılların eğitim sisteminde geleneksel aidiyet koşullanmalarını kırarak yeni perspektifler oluşturulmalıdır.
(TÖDER Akademik Direktörü

Toplumumuzda değerleri olumsuz etkileyen etmenleri tanıma
• Televizyon,
• İnternet
• Gazete ve dergiler (v.b)

Tanıtılacak değerler
Sevgi; İnsanı bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
Annem gibi kokuyorsun. Anlatım.
Sevilmek umuduyla sevmek insanidir . Fakat sevmek için sevmek, meleklere mahsustur Alphonse De Lamartin
*** Sevilmeyen bir insan her yerde ve her şeyde yalnızdır George Sand
*** Sevilmeyen yol kalabalıkta bile olsa ıssızdır Tagore
*** Sevinçle ıstırap, aydınlıkla karanlık gibi arka arkaya gelirler. LaurenceSterne
*** Sevmek acı çekmektir, sevmemekse ölmek. Aristoteles
*** Sevmek sonsuzluktur
*** Sevmek, iki defa yaşamaktır. George Sand
*** Sevmeyi bilmeyen, ölmeyi de bilmez.
*** Gerçek güç sevgi ile gösterilir.
*** Gerçekten sevenler, karşılık beklemeden severler. A.H. Tanpınar
*** Güçsüzlük sevgi üretememektir. ErichFromm
*** Bir insanı sevmekle başlar her şey. Sait Faik Abasıyanık
*** Kendini gerçekleştirme, karşılıksız sevgiyi öğrenmekle başlar.
*** Hayatta önemli olan sevilmek değil, sevmektir.
*** Sevgi ile bakmasını bilen gerçek ibadeti bulandır.
*** Yalnızca sevgi dolu bir insanın sözcükleri duyulabilir. H.D.Thoreou
*** Gerçek sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir.
*** Kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgi ile yapılandır.
*** İnsana sevmek yakışıyor İnsan, sevince ve sevilince insandır .
*** Sevmek gerçekten sanattır
*** Sevgi, taşıyanı sevimli kılar.
*** İnsan bedenine iskân edilen ruh, ancak sevgi ile nefes alır.
*** İnsan sevgisi kadardır.
Kokmuş patates etkinliği anlatılabilir.............. Öğetmen........ Sınıfta.......

Özgüven
Özgüven kendimiz, yeteneklerimiz, ilgi ve becerilerimiz hakkında olumlu ve gerçekçi bir anlayışa sahip olmaktır. Özgüveni olan kişiler kendilerini doğru ifade edebildikleri gibi, kendi istek ve ihtiyaçlarını koruyarak, ilkelerinden ödün vermeden başka insanları dinleyebilir ve anlayabilirler.

Kimse doğuştan özgüvenli yada özgüveni eksik olarak dünyaya gelmez. Zaman içinde geçirilen örseleyici yaşam deneyimleri, toplumsal baskılar ve engellemeler, eğitim sistemlerinin özgürlükleri kısıtlayıcı yanları, kişilerarası ilişkilerde yaşanan bozgunlar özgüven zayıflığına neden olabilir. Özgüven ve benlik saygısının zayıflığı da çekingen veya saldırgan davranışlara neden olabilmektedir.
Resim Yapma etkinliği anlatılabilir. Öğretmen................

Saygı
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye ya da birşeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya neden olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram.
Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu

Yardımlaşma/dayanışma,
Yardımlaşma Nedir?
Yardımlaşma; birlikte çalışmak ya da yardım etmektir. Takım çalışması gibi yalnızken yapamayacağımız şeyleri yeteneklerimizi ve enerjimizi birleştirerek çalışmaktır. Bizim yeteneğimiz ya da bilgimiz olmayan konularda yardım alıp, kendimize ait bilgi ve yeteneği başkasınınkiyle birleştirmektir.

Yardımlaşmanın Faydaları ve Önemi
• Yardımla yoksullar korunmuş olur. Onlara yapılan maddi yardımlar, onların hırsızlık gibi kötü yollara sürüklenmesini engeller.
• Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar. Yardımla topluma kazandırılan insanlar kin, hased, düşmanlık gibi kötü huylardan kurtulur, kimsenin malında gözü olmaz.
• Hz. Muhammed, müslümanlara yardım edilenin değil, yardım eden kişi olmalarını bildirmiştir. Sıkıntı zamanında müslümanlardan yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca, alan değil veren kişiler olmaya çalışacaktır.
• Zekât, sadaka ve diğer maddî yardımlar, müslümanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Yardımlaşma, zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır ve sevgi, saygı bağı kurar.
• Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur. Fakirlik ve bununla gelen dilencilik ortadan kalkar.
Mutlu toplumlar, bireyleri sağlıklı olan toplumlardır. Değişik hastalıklardan dolayı vücudundaki bazı organlar çalışmayan insanlar normal hayat süremeyebilirler. Bazen başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar. İnsan tek başına yaşayamadığı gibi ihtiyaçlarını da kendi başına karşılayamaz. Dolayısıyla toplumdaki kişilerin birbirleriyle yardımlaşmaları ve dayanışma içerisinde olmaları gerekir. İhtiyacı olan insanlara para yardımında bulunmamız, iyi ve kötü günlerini paylaşmamız toplumdaki uyumu arttırır. Toplumun gücünün artmasıyla birlikte üzerimize düşen görevimizi de yapmış oluruz.

DayanışmaNedir?
İnsan, doğası gereği toplumsal bir varlıktır. Yalnız yaşaması mümkün değildir. Birlikte yaşamanın gereği olan dayanışma ile insanlar yardımlaşmayı, birlikte iş yapmayı öğrenirler. Dayanışma sayesinde insanlar daha çabuk ve daha çok iş yapabilir. Atalarımız bu konuda "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" diyerek, birlik, beraberlik ve dayanışmanın önemini vurgulamışlardır. Dayanışma toplumlar arasında, millet içerisinde ve milletlerarasında olabilir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Türk Milleti'nin dayanışması ile düşman yurttan kovulmuş ve vatan tamamen kurtarılmıştır. Dünya'da ise, Birleşmiş Milletler buna örnek olarak gösterilebilir.

DayanışmanınFaydalarıveÖnemi
Toplumsal dayanışma toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın çok önemli bir yeri olduğunu artık anlamamız gerekmektedir. Çünkü iyi yaşamamıza yardımcı olacak hareketlerden birisi dayanışmadır. İyi bir başarı için çevre faktörlerimizi de iyileştirmek zorundayız. Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Çevresindeki tüm olaylardan direk veya dolaylı etkilenir. Bu etkileşme insana zarar verdiği gibi zirveye çıkmasına da yardımcı olur. Dayanışmalar sayesinde toplumlar ve ülkeler kalkınır. Kendi başarısızlığımız eğer bir toplum içinde olumsuz etki yapıyorsa oturup, düşünüp nerede neden hata yaptığımız irdelememiz gerekmektedir. Kısacası, birbirimizin gözünü oyacağımıza, pozitif dayanışma içerisinde olsak, hem kendimiz hem çevremiz hem de ülkemiz bundan faydalanacaktır. Bireylerin beraber hareket etmeleri elbette ülkemiz için çok faydalı olur, buna en güzel örnek Kurtuluş Savaşıdır. Birlik ve beraberlik içinde olan toplum kendi kendini yönetir, dışarıdan müdahalelere izin vermez. Karşılaşılan sorunlar daha çabuk çözülür ve gelişmek için gerekli şartlar kolayca aşılır. Kısaca Ülkemizin dünya ülkeleri arasında önemli bir yere gelmesi için, toplum olarak bir dayanışma (fikir birliği) içinde olmalıyız.
Hoşgörü
Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri münasebetlerintemelidir.
Bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma, kavga olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür.
Eğitimli yada eğitimsiz her insanda görülebilen bir eksikliktir, hoşgörüsüzlük. Peki bunun sebebi nedir? Neden tarih boyunca Yüce Milletimizin hasletlerinden olmuş bir davranışı, bugün yeterince gösteremiyoruz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Bunlardan kanaatimizce en önemlisi: insanın kendisi ile barışık olamamasıdır. İnsanımız, kendisine güvenmiyor, inanmıyor. Kendisini yeterince tanımıyor. En önemlisi kendisini sevmiyor, saygı duymuyor. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir. Düşünün, en son ne zaman aynaya bakıp, kendinize gülümsediniz. Bu sabah kaç kişiye merhaba, günaydın yada hayırlı sabahlar dediniz.
Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Yoksa bana ne lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın özüdür.
Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” Diyor.........
Duyarlılık
Algılar, duyumlar edinebilen (canlı), hassas; kimi kötü durumlara şiddetle tepki gösteren. Dış etkilerden çabuk etkilenen, hassas; duygularına çabuk kapılan, çabuk heyecanlanan.
Kimi eylemleri, özellikle küçük uyarıları bile ölçebilen (aygıt), hassas.
Gençlerin 13-17 yasaları arasında çok duyarlılık gösterdiği yapılan araştırmalar sonucunda saptanmıştır. Bilhassa kız çocuklarında duyarlılık oranı erkeklere nazaran daha fazladır. Bu hassas dönemlerde anne ve babalara çok büyük görev düşüyor.
Anlayışlı olan ebebeynlerin evlatları karşısında daha başarılı oldugu gözleniyor. Duyarlılık gösteren çocuklara gösterilen ilgi onların içerisinde bulundugu bu hassas zamanlarını daha çabuk aşmalarını ve hayata daha güzel bir pencereden bakmalarını sağlamaktadır. Duyarlı olan çevreciler gösterdikleri gayret ve çabalarının mükafatını mutlaka eko sistemde alırlar.
Sorumluluk
Kişinin kendi eylemlerini ya da kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, mesuliyet .
Genellikle belirli bir yola girmiş olan ve “bilgilenmenin getirdiği idrak ve farkındalıkla, insanın vicdanında oluşan bir duygudur” sorumluluk.
Öğrenilen her yeni bilgi insana sorumluluk getirir. Elde edilen bu sorumluluk duygusu, daha sonra insanı kendine ve bütüne hizmet etmeye yöneltir.
İnsan ilk önce, kendini geliştirme sorumluluğunun farkındalığını yaşar. Daha sonra da çevresinden ve bütünden.
Hiçbir insan ömrü boyunca sorumluluk almadan yaşayamaz. Eğer böyle davranırsa gelişmesi durur ve olgunlaşamaz.
Evet, her insanın kendi ruhsal tekamül seviyesine uygun olarak, bir idraki (anlayışı) , hissedişi ve düşünüşü vardır. Bu, o insanın gerçeğini ifade eder.
İnsanda ilk önce sorumluluk duygusunun gelişmesi gerekir. Bir insanın sorumlu olabilmesi için herşeyden önce onun niyetine bakılır. Niyetinin iyiliği ve kötülüğü sorumluluğuna etki eder. İnsan düşüncelerinden de sorumludur.
Evet, her insan bildiğinden sorumludur. Bilen insan, bilmeyen insandan da sorumludur.
Sorumluluklarımızı sevelim! Onlardan kaçmayalım. Onları kabul edip, üzerimize düşeni yaptığımız zaman, bütünün evrensel yürüyüşüne de yardım etmiş oluruz .

Nezaket
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik. (bir iş ya da durum için) önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme
Güzellik dilin altında gizlidir. Sükût, incelik, edep ve zerafet insanı her gittiği yerde sultan yapar. Mevlana
Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, hiç kimse yardım etmez!
İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.”
İncinsen de incitme sen ey gönül.
Nezaketin hiçbir maliyeti yoktur, fakat her şeyi satın alır.(Lady Montague)


Tutumluluk
Tutumluluk adından da anlaşılacağı gibi sahip olduğu imkanları iyi değerlendirmek ve tasarruflu olup geleceği düşünmektir.
Bir insan kazandığı parayı yarın ne olacağını hesap etmeden har vurup harman savurmamalıdır. Çünkü geleceğini hayvanlar bile düşünmektedir. Mesela arılar kışa hazırlık için bal yapar, tilkiler kış için önceden avladıkları tavuk, kaz v.b.ni belli bir yere gömer ve kışın da bunları yiyerek hayatta kalır. Sincaplar ise topladıkları palamutların bir kısmını yerken büyük bir kısmını ağaç kovuğundaki yuvalarına depolarlar. Böylece kışın aç kalmazlar. Atalarımız ne demiş: "Yazın başı pişenin kışın aşı pişer!" Ama tutumlu olmak cimrilik değildir. Cimrilik gerektiği yerde harcama yapmamak, ihtiyacından kısmak demektir ki bu hal insanın sağlığını bozar ve sosyal ilişkilerinde de sorunlar yaşamasına vesile olur. İnsan cimri de olmamalı, savurgan da! Bir insan hem ihtiyaçlarını karşılayıp hem de geleceği için yatırım yapıyorsa bu insan tutumlu bir insandır. Geleceğini düşünmeden lükse ve sefahate, israfa dalan bir kişinin ise geliri ne kadar çok olursa olsun sonu kötü olur. İktisat ve kanaat en değerli hazinelerdir.
"İsraf çoğu az eder, iktisat azı çok eder!"Hz. Ali(r.a.)
"Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz, zira israf haramdır!"
Ayağını yorganına göre uzat........

Temizlik
Temiz olma durumu, saffet, nezafet.
Temiz durma veya tutma durumu.
Temizleme işi.
argo ortadan kaldırma, yok etme, öldürme.

Temizlik nedir?
Temizlik sağlığımıza zarar verecek her türlü pas, toz, kir vb. gibi ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar olarak tanımlanabilir. Temizlik için alınan önlemlerinin tümüne hijyen denilmektedir

Manevi temizlik
İnsan ruh ve bedenden meydana gelir. İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özellik; düşünmesi, akıl ve iradesi ile hareket etmesidir. Manevi temizliğin ilk şartı, düşünceyi temiz tutmaktır. İnsan zararlı ve kötü düşüncelerden uzak kaldığı sürece, davranışlarına hakim olur. Bilgi, insanın akıl ve iradesini güçlendirir. Bilgili insanlar, iyi huyların kıymetini ve insanlar için yararlarını bilirler. Doğru ve yanlışı birbirinden ayırırken zorluk çekmezler. Kötülüklerden uzak kalmak için, insanın kendisini ikna etmesi gerekir. Bir hareketin kötülüğüne ve zararına inanan bir insan ondan daha iyi uzaklaşır. Akıl ve mantık, bilgi ve görgü ile beslenir. Manevi güzelliğin göstergesi, güzel ahlaktır.

İnsanın Beden Temizliği Nasıl Olmalıdır ?
Vücudun dış temizliği: Çeşitli etkenlerle kirlenen bütün dış organlarımızı temiz tutmaktır. Bu temizlik devamlı ve periyodik olmalıdır. Örnek bir insan, çabuk kirlenen el, ayak, yüz ve burun gibi organlarını sabah, öğle ve akşam günde en az üç kez bol su ile yıkar. Yemeklerden sonra ve yatmadan önce ağzını temizler ve dişlerini mutlaka fırçalar. Haftada en az iki kez banyo yapar ve bütün vücudunu bol su ve sabun ile temizler. Tırnaklarını uzayınca keser. Saçlarını temiz tutacak kadar uzatır ve gerektiğinde hemen tıraş olur. Kolonya gibi fazla ağır olmayan güzel kokular kullanır ve mis gibi kokar.

Vücudun iç temizliği: İç organlarımızı zararlı yiyecek ve maddelerden uzak tutmaktır. Örnek bir insan, düzenli yemek yer ve aşırı yemekten sakınır. Zararlı yiyecek ve içeceklerden uzaklaşır. Sigara ve içki gibi zararlı alışkanlıklardan kesinlikle kaçınır. Kahve ve oyun salonları gibi yerlerin kötü havasını teneffüs etmez. Sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlara yanaşmaz.



Elbise temizliği: Giyeceklerimizi temiz tutmak, güzel kullanmak ve kirlenen giysilerimizi hemen değiştirip yıkatmaktır. Temiz elbise, yeni elbise demek değildir. Temiz ve ütülü olan bir elbise eski de olsa güzel görünür. Hor kullanılmayan bir giyecek, uzun ömürlü olur.

Neden temizlik yapmaktayız ?
Alanın çekici davetkar görümünü sağlamak, herhangi bir toz, kir, çöp belirtisi olmayan alanlar oluşturmak, buraları her zaman temiz muhafaza etmek, kişilerde memnuniyet yaratır.

Sağlıklı, mikroptan arındırılmış bir ortam sağlamak için sıhhi temizlik çok önemli bir yer tutar. Eğer bulunduğumu ortam gerektiğince temiz değilse bakteriler oluşur. Bazı bakteriler hayati tehlikeler oluştururlar. Bunun sonucunda da hastalıklar ortaya çıkar ve hatta ölümlere sebep olurlar. Eğer bu alanlarda görev yapanlar belirtilen temizlik kurallarına azami riayet etmezler ise, tehlikeli sonuçlarla karşılaşma olasılığı yüksektir.

Temizliğine ve bakımına özen gösterilen eşyaların ömrü daha uzun olur.

Dökülen çöp, toz vb. maddelerin ortadan kaldırılması, hijyenik temizlik öneminin bir parçasıdır.

Bakteriler çok büyük bir hızla ürerler. En çok hoşlandıkları yerler ise, nemli, ılık, kirli, kuytu alanlardır.

Kendimizi ve çalıştığımız alanlardaki diğer insanları riskten kurtarmak için temizlik kurallarına harfiyen uymalıyız.

Temizliğin faydaları nelerdir ?
Temizlik mekanları ve çevreyi cazip, çekici ve estetik görünümlü olmasını sağlar. Yerler de toz, kir ve çöplerden hiçbir iz bırakılmaması ve güzel bir görünmesi etkili temizlik ile sağlanır.
Temizliğin yararları öncelikle sağlıklı bir ortam yaratılmasını sağlar. Hijyen, yiyecek olan ve olmayan bölgelerin her ikisindede en temel önceliktir. Eğer hijyenik bir ortam sağlanmassa bakteriler çoğalır ve bazı zararlı bakteriler hastalıklar ve ölümlere neden olabilirler. Mesela, otel ve hastanelerde hasta insanların çarşafları ve yiyecek kapları temizlenip dezenfekte edilmezse yada sıçan, hamamböceği ve diğer zararlı haşerelerin yok edilemediği durumlarda söz konusu zararlı bakteriler her tarafa taşınıabilir. Bu bakterilerin ortadan kaldırılması, temizlik şirketleri tarafından hijyenik temizlik yapılması ve mekanı kullanan personel hijyenine bağlıdır.
Temizlik eşyaları ve yüzeyleri korur. Mobilyaların, halıların, perdelerin vb. daha uzun ömürlü olmasını sağlar.
Temizliğin faydaları arasında etrafa dökülüp saçılan çöpler herhangi bir tehlikeye meydan vermeksizin ortadan kaldırılmış olmasıda vardır.
Ortamın daha kolay kullanılmasını sağlar, yaşam kalitesini arttırır.
Buharlı temizlik nedir?
Klasik, bilinen temizlik sistemlerinden çok daha etkili ve en önemlisi de daha hijyenik temizlik sağlayan güvenilir bir temizlik metotudur.
Deterjan ve benzeri temizlik ürünlerine ihtiyaç duymadan, kullanılan ürüne göre 150 derece ve üzeri sıcaklıktaki iyonize kuru buharla evinizdeki tüm eşyaları son derece pratik ve hızlı bir şekilde temizler, en ileri seviyede de hijyen sağlarsınız. Aynı zamanda kimyasalların kanserojen etkilerinden kendinizi ve çevreyi korur, bütçenizi kimyasalların parasal yükünden kurtarmış olursunuz.
Toprak, Hava ve Su, dünyamıza hayat veren üç temel unsurdur. Bunları temiz tuttuğumuz sürece, dünyamız temiz ve sağlıklı olur.
Evimizin önü ve sokaklarımız temiz olursa toz, çamur, sinek gibi zararlı maddeler barınmaz. Bağ, bahçe ve ormanlarımız temiz olursa dünyamızı süsleyen bitkiler ve ağaçlar canlı ve yeşil olur. Deniz, göl ve ırmaklarımız temiz tutulursa, hem tabiat hem de canlılar hayat bulur. En önemlisi de hava temiz olduğu sürece insanlar ve canlılar bu dünyada yaşayabilir. Aksi halde, hem dünyanın hem de hayatın sonu yaklaşır.
Vücudumuzu yaşatan besinlerdir. Dünyamızı yaşatan ise temiz su, hava ve topraktır.
Doğruluk/dürüstlük

Öğretim Programlarında değerler eğitimi: Eğitim programında değerlerin ele alınışları (Değerlerin işlendiği öykü, masal, şiir gibi)

bilgi@hatayarge.com