Yusuf Karadeniz
Kuruyer Abdulaziz Karadeniz İlköğretim Okulu / Hayırseverimiz Yusuf Karadeniz
Yusuf Bey, köyünüze babanız adına bir okul yaptırmışsınız. Bize öncelikle babanızdan bahseder misiniz?
Babam, insana, çevreye doğaya düşkün bir kişiydi. Yollardaki köyün ağaçlarını kendi sulardı. Eğitime önem verirdi. Ayrıca Ufku geniş, bilinçli bir işletmeci idi. 1950’lerde Hatay’a ilk taş ocağı açan kişidir. Köyümüzde okul yoktu. Köye ilkokul yapıldığında önce 10 yaşına kadar olan birçok çocuğu aldılar 1. Sınıfa ama köylü özelikle kız çocuklarının okula gitmesini istemezdi. Babam aile sohbetlerinde dost sohbetlerinde insanlara sürekli çocuklarını kız erkek demeden okutmaları gerektiği ile ilgili telkinlerde bulunurdu. Kız çocuklarının okullaşması uğrunda çok emek etmiştir. Babam köyün kanaat önderlerindendi sözü dinlenirdi köye ilkokul yapıldığında dediğim gibi babam birçok insana çocuklarını okula göndermeleri için çeşitli ikna çalışmalarında bulundu. Birçok çocuğumuzun okula başlayabilmesine vesile olmuştur. Eğitime gönül vermiş bir kişiydi. Ben bu sebeple okula babamın adını verdim. O köyünü, insanları seven biriydi ve onların okumasını isterdi.
Biraz da kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben, bu köyde doğdum. 3 kızım, 1 oğlum ve 4 torunum var. Ticaretle uğraşmaktayım. Köyde önceleri okul yoktu. Okumayı çok istiyordum. Babam hevesimi kırmadı aksine beni okumam için hep destekledi. Kuruyer’den Antakya’ya yürüyerek gider gelirdim. 1. Ve 2. Sınıfta öğrenim gördüğüm sıralarda hafta içi Antakya’da bir akrabamızın evinde kalır, hafta sonları Antakya’dan eve yürüyerek gider gelirdim, sonra ortaokul bitene kadar 3. Sınıftan itibaren evden okula, okuldan eve her gün yürüyerek gidip gelmeye başladım. İlerleyen süreçte eğitime o dönem için maddi imkânsızlıklar sebebiyle okula ara verdim ama hep içimde ukde kalmıştır. Okumak, devam etmek isterdim. Çok istedim ama kısmet olmadı dediğim gibi o zamanki şartlar.
Siz belki imkânsızlıklar sebebiyle okuyamadınız ama şimdi nice insanın okumasına vesile oluyorsunuz, nasıl bir duygu?
Bunun tarifi yok. Ben de babam gibi eğitime önem veriyorum. Şimdi imkân var o zaman yoktu. Okumak çok önemli... Bu konuda sizinle bir anekdotu paylaşmak isterim; Hacettepe üniversitesine sağlık durumu ile ilgili gitmemiz gerekmişti. İşlerimiz sürerken meşhur olan bu üniversiteyi biraz gezmek istedim. Öyle ki ders verilen yerleri görmek istedim. Ve müsaade isteyip orada bir sınıfa girdim. Çok merak ederdim üniversite ortamını o ilim havasını… İçimde bir ukde kalmasın diye gitmişken bir sırada oturdum. O üniversite havasını solumak bile çok önemliydi benim için. Çok heyecanlanmıştım. İmkânlar olsa idi okumak isterdim.
Okul yapımına nasıl karar verdiniz?
Köyümüzde yetersiz kalan bir okul vardı hem derslik sayısı yetersizdi hem de artık fiziki yapısı sağlıklı değildi. Bu arada Altınözü yolu da yapılıyordu. Yolun önemli kısmı bizim arazilerimizden geçiyordu bir miktar o araziler için bize para verdi devlet, hem o verilen parayı hem de kendi arazilerimizi okul için bağış ettik.
Şuan öğrenim gören öğrencilere bir şeyler söylemek ister misiniz?
Çocuklara mesajım; eğitim öğretimin kıymetini iyi bilmeleri gerektiğidir. Bilhassa çağımızda eğitim oldukça önemli, eğitimsiz insan düşünülemez. Benim çocukluğumda köyde okul yoktu 7 yaşıma kadar dünyayı bu iki dağdan ibaret sanardım fakat okula gidince bunun böyle olmadığını anladım.(tebessüm eder.) Babam beni Antakya’daki okula kaydettirdi. Çok zor şartlarda okula gittim geldim. Ve öğrenimim yarım kaldı. Şimdi her şey rahat çocuklarımız bunun kıymetini bilmeliler. Bu rahatlık içinde okumalı ve derslerine devam etmeliler.
Okula gidip geliyor musunuz, okulu görünce neler hissediyorsunuz?
Fırsat buldukça giderim. Okula girdiğimde babamın fotoğrafını, adını görünce çok etkileniyorum sanki babam orada okuldaymış gibi hissediyorum. Okuldayken babam yanımda gibi geliyor bana. O sebeple okul ayrı bir heyecan veriyor bana.
Hayırseverimizi Tanıyalım;
Yusuf Karadeniz, 1951 yılında Antakya merkeze bağlı Kuruyer Köyünde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu ve ortaokulu Antakya’da tamamladı. Maddi imkânsızlık nedeniyle babasına yardım etmek için okulu bırakmak zorunda kaldı. Taş ocağında babası ve ağabeyiyle çalışmaya başladı. Eğitimini tamamlayamamak içimde bir yara olarak kalmıştı. Bu yarayı çocuklarını okutarak biraz hafifletti. Maddi imkânlarının elverişli olması üzerine köyünün okul ihtiyacını gidermek ve köyünün çocuklarının daha iyi bir ortamda eğitim-öğretim görmeleri için yeni bir okul yaptırmaya karar verdi. Bu okula, şirketlerinin kurucusu, rahmetli babasının adını vererek, hem baba hakkını biraz olsun ödemek hem de kendi evlatlarına iyi bir örnek olmak arzusuyla eğitime örnek bir katkı sağladı.
Yusuf Bey’in eğitim ile ilgili konuşmalar esnasındaki heyecanı, gözlerinin pırıltısı bizleri şevklendirdi. Eğitimle ilgili; “Üzerimize düşen bir şey var ise her zaman hazırım.” İfadesindeki kadirşinas tavır, netlik ve samimiyet ise imkânı olan herkese örnek olacak mahiyette idi. Umuyoruz, hayat boyu mutlu olur. Eğitim camiası olarak yükümüzü paylaşan hayırseverlerimizden Yusuf Karadeniz’e sonsuz teşekkürler…
Bu kayýt 24/10/2014 00:35:53 tarihinde oluþturulmuþ ve 3997 kere ziyaret edilmiþ.
İlçelere Göre Hayırseverlerimiz