Mehmet Selim Kara
Samandağ İsmail Mehmet Selim Kara Kız Teknik Ve Meslek Lisesi ile Sıdıka-Bedia Kara İlköğretim Okulu / Hayırseverimiz Mehmet Selim Kara
Okul yaptırmaya nasıl karar verdiniz, neden okul yaptırmak istediniz? Bu süreçte unutamayacağınız bir anınız oldu mu?
Bu çok derin bir soru. 1950’de Kore Savaşına katıldım. Savaş alanında çadırlarda, açık alanlarda eğitim yapılıyordu. Binalar yıkılmış, her taraf yerle bir olmuştu. Ancak eğitime çok önem veriyorlardı. Eğitim-Öğretim böyle durumda bile aksatılmıyordu. Bu beni çok etkiledi. Aklıma o anda koydum okul yapma fikrini. Çocuklarımı okutmaya karar verdim. Zaman geldi, ilkin dernek kurduk. Anadolu Lisesi derneğiydi. Halktan, özel idareden para topladık. Anadolu Lisesi kurmak için para yetmediği için valilikten yardım istedim. Çünkü o kadar masraflıydı ki tek başımıza altından kalkamadık. Aldığımız yardımlarla okulu bitirdik. Okulun ve eğitimin çok faydalı olduğuna kanaat getirdim ve kendi başıma yeni bir okul yaptırmaya karar verdim. İlk önce 1950’de aklıma yerleşen okul yaptırma fikrini uygulamaya karar verdim. O dönemki valimiz; Sayın Gökhan Aydıner’e bir karakol açılışında “Sayın Valim, okul yapmak istiyorum. Bana bir yer tahsis edin.” dedim. Dönemin Milli Eğitim Müdürü; “Devletten bir çivi dahi veremeyiz, bu ortaöğretim olduğu için yardımsız yapacaksınız.’ dedi. Önceleri demir-çimentoyu devlet karşılıyordu. Bugünün öğrencileri yarının anneleridir; Kız Meslek Lisesi yaptırmaya karar verdim ve okulun kız meslek lisesi olmasının değiştirilmemesi kaydıyla sözleşme yaptık.
Okulun yapımı sırasında karşılaştığınız sorunlar oldu mu? ‘Şöyle olsaydı, böyle olsaydı daha iyi olurdu.’ dediğiniz bir şeyler var mı?
Kız Meslek Lisesi olmasını kararlaştırdıktan sonra bina şartlarında da anlaştık. Projede bina iki katlıydı. Vali Bey 3. bir kat daha istedi. Ben de kabul ettim ve üç kata anlaştık. Ancak projesi 2 katlıydı. Bir gün Afyon’dayım. Denizli’ye doğru tatile giderken Vali Bey aradı. “Cumhurbaşkanı gelecek hemen gel.’’ dedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel idi. Hemen geldim. ‘Sayın Cumhurbaşkanım, proje 2 kat üzerine, valimiz 3. kat isteyince onu da kabul ettim. “Temel çok sağlam ihtiyaç halinde eğer istenirse 4. katı da yapmaya söz veriyorum.’’ dedim. Sayın Demirel de şöyle cevap verdi : “Mehmet Selim Bey 4. kat için söz verdi, projede olmasa da ben 4. katı kabul ediyorum, hayırlı uğurlu olsun.’’
Gelelim Sıdıka-Bedia Kara’nın yapımına;
Atatürk İlkokulu’nun yıkılma kararı alındı. 2 yıl böyle kaldı. Zaten dökülüyordu. Devlet de yapmadı. Çocuklarla oturup konuştuk ve bu okulu yapmaya karar verdik. Kardeş olan hanımlarımızın adına yaptırdık.
Okulla iletişiminiz sürüyor mu? Okula gidip geliyor musunuz? Okulu gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?
Okullara sıkça gidip geliyorum. Ben bu okulu meydana getirdim, kurdum. Ahmet, Mehmet yarın gider, kalıcı değildir şahıslar, ancak okullar kalıcıdır, okullar sonsuza dek yaşarlar. Saygı beklerim. Ben, Türkiye’de dereceye giren öğrencilere hediyeler dağıttım. Altın verdim. Ben bu yaptıklarımla gurur duyarım.
Yıldız Hanım’ın (İsmail - Mehmet Selim Kara Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müd.) 15 günde bir yanına uğrarım.
Bir Eğitim Kurumunda kendi adınız görmeniz sizde nasıl bir duygu uyandırıyor? Okulda, zil çaldığında veya açılışta neler hissettiniz?
Bahtiyarlık hissettim. Hele Sıdıka - Bedia Kara İlköğretim Okulu’nun açılışında insanları yanımda görünce özellikle de küçük bir kız öğrencinin okuduğu şiirden çok etkilendim. Çok mutlu oldum. Çok duygulandım.
Mehmet Selim Bey’in Eşi: Memnun oldum, hatıra kalsın istedim. Bu sözlerle anlatılmaz. Çok büyük mutluluktur.
Sizden etkilenerek okul yaptıran oldu mu? Ya da okul yaptırmayı tavsiye ettiğiniz oldu mu? Mesela bağış konusunda imkânı olanlara neler söylemek istersiniz?
Kimse gelip bu konuda bir şey söylemedi, hatta ismini vermek istemiyorum, birisine cok baskı yaptık ama o kabul etmedi. Okul yaptırmak dünyanın en hayırlı işi... Bir okul yaptırmak, bir hapishane kapatır. Bir ara Suudi Arabistan’dayım. Suudi Arabistan’da çok yüksek makam sahibi birini tanıyorum. SAPTCO Genel Müdürü, o daha memurken tanışırdık, şu anda bakan ayarında. Arkadaşımdır. Evine davet etti. Gittik evine. Dedi ki : ‘‘Benim berberim Samandağlı. Senin hakkındaki her şeyi ondan öğrendim. 3 Okul yaptırmışsın. Neden Cami değil de okul?’’ diye sordu. Ben “haklısın” dedim. “Şimdi sen yolda gidiyorsun, namaz saati geldi, namazını kılıyorsun değil mi? Diyelim ki susuz bir yerdesin, çölden geçerken, namaz saati gelince toprakla abdest alıp namazını kılıyorsun değil mi? Bak işte görüyorsun, namazını her yerde kılabilirsin. Namaz her yerde olur ancak eğitim sadece okul binalarında yapılabilir. Camiye cahili de gitse camiye bir şey katmaz, ancak eğitimli biri camiye giderse, hem okul hem cami değer kazanır. Eğitimin değeri İlköğretim okullarıdır. Ben de bu yüzden okullar yaptırdım. Kim bilir belki gün gelir cami yaptırmak da kısmet olur.
Öğrencilere, öğretmenlere ya da gençlere iletmek istediğiniz mesajınız var mı?
Eğitime fazla zaman ayırmaları gerekiyor öğretmenlerin. İnsanlar çocuklarını öğretmenlere emanet ediyor. Öğretmenler maaş için değil, öğrenciye bir şeyler verebilmek için çalışmalıdır. Öğretmenlik mukaddes bir meslek ve eğitimciler bunun kıymetini bilmelidir. Ben hala ilkokul öğretmenimin ismini unutmadım. Benim okulum şimdiki Sıdıka- Bedia Kara, eski adı Süveydiye İlkokuluydu. Beni 1’den 4. sınıfa kadar Mustafa AYÇA, 4 ve 5. sınıfta ise Raika adında Samandağ’a gelen ilk bayan öğretmen okuttu.
Okulla ilgili başka projeler üretmek ister misiniz? Yeni bir okul daha yaptırmayı düşünür müsünüz?
Yaşım çok ilerledi. Bu saatten sonra ben değil ama inşallah çocuklar yapar. Bunlar kısmet işi. Ayrıca işimiz çok yoğun. Ama şunu da belirteyim; 2005 yılında Kız Meslek Lisesi’nin üzerini çok amaçlı bir spor salonu yaparak kapatmak istedim. Projesini hazırlattım. Projeyle birlikte Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittim. İnşaattan sorumlu biri; “kesinlikle yaptırmam.” dedi. Yaparsanız bile ne yapar eder, söktürür yıktırırım, dedi. Bunun üzerine Vali Bey’in yanına da gittim. Projemden ve önüme konulan engellerden bahsettim. Şikâyetimi ilettim. Ama o spor salonunu yaptıramadım. Sebebini de hala bilemiyorum.
Son söz olarak ekleyecekleriniz var mı?
Siz öğretmenler mesainizi boşa harcamayın. Çocuklarımız sizlere emanettir. Emeğinizi onlardan esirgemeyin. İlköğretim temeldir. Göreviniz mukaddestir. Ahenkle, birlik içinde çalışın. Okul ile aile arasındaki ilişkiyi güçlendirin. Okul-Aile Birliği toplantısı 15 günde bir, ayda bir yapılsın. Veliler çağrılsın, okul – veli işbirliği yapılsın. Yoksa çocuğu okula göndermekle eğitim almış sayılmaz. Takipçisi olunmalı. Öğretmen çocuğun ikinci bir anası babası gibidir. Veli öğretmenden çocuğunun gidişatına yönelik bilgi almalıdır. Ne yazık ki Samandağ’da böyle şeyler çok az. Adam çocuğunu okula gönderiyor, gidiyor. Halbuki 15 günde bir gelip çocuğunu sormalı, derslerine bakmalı, bilgi almalı. Nitekim liselerde öğrenci öğretmeni dövüyor, öğrencinin velisi çocuğa destek oluyor. Yazık! Öğretmen çocuğun velinimetidir. İlim-irfan öğretir. “Bunu da çek oğlum.” diyerek Sıdıka-Bedia Kara İlköğretim Okulu’nun geçmişini anlatıyordu. Okulun ilk adı 1945’ten önce Süveydiye ilkokuluydu. Mevki Bistendüveyk denilen şimdiki Hükümet Konağından PTT’ye kadardır. Düveyk adlı kişi Coca-Cola ve Kadir Has’ın ortağı olan Yahudi asıllı bir işadamıydı. Arsayı satın aldı, parselledi. O zamanlarda nahiye müdürü olan Behçet Pirim de, ne yapıp edip bunlardan şuanki iki parseli aldı. Vakıflı Köyü’nün üstünde kireç ocakları vardı. Nahiye Müdürü halkı topladı. Tenekelerle imece usülü vakıflıdan buraya kadar kireç taşıttı. Ayrıca eli kürek tutan herkes okulun temel çalışmalarında iki gün gönüllü olarak çalıştı. Benim liman mahallesinde bahçemde bir İngiliz şirketi yaptığı kazı sonucu çok taş buldu. Onları kumu ve çakılı eşek arabalarıyla ben çektirdim. Benim tarlama getirildi. Dört duvar çıktıktan sonra 1946’da ilk Kaymakamımız İhsan İnal burayı ihaleye çıkardı ve okul yapıldı. Ben bu okulun ilk yapılışında temelinde de çalıştım, sıva malzemelerini de ben kendi imkânlarımla çektirdim. Okul 1947’de tedrisata başladı. Okulun temelinde çalıştım. 2004’te yıkılırken de yıkımında çalıştım. Oradan bir taş alıp müzeme koydum. İsteyen herkese müzem açıktır. Antakya’daki Mercedes ofisinde emsalsiz bir kişisel müze kurdum. Samandağ kıymetimizi bilmez, dünyadan teşekkürler var bize. Elimizden geldiğince bu özelliğimizi koruyacağız.
Hayırseverimizi Tanıyalım;
Mehmet Selim Kara, Mehmet Selim Kara, 1929 yılında dünyaya geldi. Küçük yaşta at arabacılığı yaparak hayata atıldı. 1949 yılında askere gitti. 1950 - 1951 yıllarında Kore Savaşına katıldı. 1951 yılı Ağustos ayında Kore’den Türkiye’ye döndü ve küçük bir otobüs aldı. Bu otobüsle yolcu taşımacılığı ve şoförlük yapmaya başladı. 10 sene şoförlük yaptı. Daha sonra 1-2-3-4-5 10 derken Türkiye çapında otobüs işletmeye başladı. Halen Türkiye’nin 25 iline otobüs işletmektedir. Türkiye’nin 25 ilinde yolcu nakliyesi için yazıhaneleri bulunmaktadır. Bu yazıhanelerin bir kısmının mülkiyeti kendisine ait bir kısmı ise kiralıktır. Halen oto lastik acenteliği bulunmaktadır. Mercedes satış bayiliği ve Mercedes bakım servisi de kendisine ait olup Has Turizm Seyahat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Koreli Turizm ltd. Şti, Has Turizm Seyahat Lastik Ltd Şti. Has Lastik ve Tic. A. Şube kurucusu ve en büyük ortağıdır. Türkiye-Suudi Arabistan, Türkiye Rusya ve İstanbul Bulgaristan arasında otobüs işletmektedir. Yolcu  nakli otobüs işletmeciliğinin yanı sıra, birçok ticari işletmeleri, İthalat ve ihracat işleri ile de iştigal etmektedir.
5  Erkek  3 Kız olmak üzere 8 çocuk babasıdır.                                                                 Â
Böyle duyarlı insanların varlığını hissetmekten duyduğumuz gurur, sevinç ve umudu kelimelerle tarif etmekte zorlanıyoruz. Kendilerine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz…
Bu kayýt 24/10/2014 15:18:49 tarihinde oluþturulmuþ ve 6979 kere ziyaret edilmiþ.
İlçelere Göre Hayırseverlerimiz